2008-2009 sezonunda şampiyon olan Fenerbahçe Acıbadem, şampiyon olan takımdan Kaptan Çiğdem, Seda, Eda ve genç pasör Merve haricinde 8 oyuncu ile yollarını ayırmış ve yaptığı şaşırtıcı transferler ile sadece Türkiyede değil aynı zamanda Avrupada da başarılı olacak yeni bir takım kurmayı hedeflediğini göstermişti. Yapılan transferler sonucunda oluşan takım De Brandt yönetiminde muhteşem bir sezon geçirdi. Oynadığı 50 maçın sadece 2 sini kaybetti. Avrupa Şampiyonlar ligindeki final maçını ve Türkiye Kupası ilk maçını. İkisini de 3-2 kaybetmişti.
Bu sezon için yapılan en büyük ve şaşırtıcı değişiklik teknik direktör değişimi oldu. Taraftar ile çok iyi bir bağ kurmuş olan De Brandt yerine günümüzün en iyi hocalarından sayılan ve hem erkek hem de bayan milli takımını Olimpiyat şampiyonu yapmayı başarmış Brezilyalı hoca Ze Roberto getirildi.
Bu sene için ülkemizde uygulanmaya başlayacak 3+0 yabancı sınırlaması nedeniyle de yeri geldiğinde kadroda olmayacak oyuncular transfer edildi. Gamovanın ülkesine dönmek istemesi nedeniyle takımdan ayrılması üzerine alınan oyunlar Strowskava, Fürst ve Chahkova transferleri takımın gücünden çok şey kaybetmeyeceği aksine takımın daha çok dengeli bir takım olacağı şeklinde yorumlandı.
Bu sene Ekim ayında yapılacak Dünya Şampiyonası nedeniyle milli takım oyuncularının çok yoğun bir milli takım kampı süreci içinde oldukları, oyuncuların ve yeni hocamızın ancak Kasım ayında bitecek bu şampiyona sonrası bir araya gelebilecekleri düşünülecek olduğunda 2010-2011 Avrupa Şampiyonlar ligi maçları beni düşündürüyor.
Avrupa Şampiyonlar liginde çekilen kura sonucunda oluşan gruplar içinde en zorlu maçların bizim yer aldığımız grupta oynanacağı hemen herkes tarafından kabul edilen bir gerçek. Bazı kişiler ciddi rakiplerden oluşan bu gruba düşmemizin bizim gelişimimiz için daha iyi olacağını düşünseler de ben bu konuda tereddütler yaşıyorum.
Yeni bir hoca yeni bir sistem demektir. Ve her biri gerçek bir yıldız olan oyunculardan oluşan takımımın gerçekten tam bir takım olabilmesi için çok iyi hazırlık süreci yaşamamız gerekiyor. Ancak milli maç takvimleri dolayısıyla bu süreci tam anlamıyla yaşamamızın zor olacağını düşünüyorum. Tam bir takım oyunu olan voleybolda oyuncuların birbirini tam olarak anlamaları için bir arada çalışmaları gereken süreyi yaşayamadan grup maçları oynamak zorunda kalacağız.
FENERBAHÇE ACIBADEMİN KELİMENİN TEK ANLAMIYLA MUHTEŞEM GEÇİRDİĞİ BİR SEZON SONRASI taraftarın içine girdiği büyük beklentinin takıma olumsuz bir baskı yapacak olması da bir diğer sıkıntımız olacaktır. Geçen yıl oynadığımız 50 maçta sadece 2 mağlubiyet amıştık bu sene alınacak ilk mağlubiyette neden hoca değişti, Gamova'nın gitmesine neden izin verildi diye eleştiri yapacaklar çıkacağından adım gibi eminim. Bu yüzden bu sene takım üzerinde daha farklı bir baskı olacağını düşünüyorum.
Ligin kalitesine gelince... Bu sene de ligin çok kaliteli olacağını düşünmüyorum. Geçen sene VGSTT idi rakibimiz. Bu sene ise bana göre Eczacıbaşı Zentiva olur. Fenerbahçe Acıbadem, Ecz., VGSTT ve 6Saray yine ilk dört olur. Bu takımlar ile diğer takımlar arasındaki fark çok ciddi boyutlarda. Kalan takımlar kendi aralarında çeekişmeli maçlar oynayabilirler ama bu takımlardan değil maç set almaları bile büyük bir başarı olur. Takımlar arasında bu kadar büyük dengesizlik oluştuğu için bazen NBA deki gibi bir sınırlama getirilmeli mi diye de düşünmüyor değilim.
Herşeye rağmen güzel bir sezon olur umarım...