15 Ekim 2010 Cuma

KAYBETMEYE ALIŞMAK

İlk önce usul bakımından olan itirazımı dile getireyim. Ben adı Süper Kupa olan maçların sezon başında oynanmasını doğru bulmuyorum. O sezon Süper Kupa oynamayı hak eden oyuncuların sezona veda maçı olarak oynanması gerektiğini düşünüyorum. Bir önceki sezon, sezon boyu gösterdiği penformans ile o maçı oynamış oyuncular yerine, yaptığı transfer ile o formayı giyme hakkı kazanmış oyuncuların o maçta yer almalarını ve kariyerlerinde o başarıya sahip olmalarını etik açıdan doğru bulmuyorum.

Usul bakımından yaptığım bu itiraz sonrası iki günde kaybedilen iki kupaya gelince...

Sevgili Gürol'un dediği gibi "Final maçlarını kaybetme psikolojisi " oluştu klüpte. Final maçları sendromu iyice yerleşti. Alışkanlık olacak bu gidişle...

Basketbol maçına gelirsek... İlk yarısını naklen izleyemedim. İzlemeye başladığımda ikinci yarı oynanıyordu. 11 sayılık fark olduğunu gördüğümde rahat bir maç izleyeceğimi düşündüm ama ne yazık ki oyunu gördüğümde bu maçı zor alacağımızı düşünmeye başladım. Nitekim 39 dakika önde götürdüğümüz maçta rakip son dakika da öne geçerek maçı kazandı. Ama biz maçı son dakikada kaybetmedik. İkinci yarının neredeyse tamamında oyunda hakim olan rakibimizdi. Kurulan hücum setleri de yapılan savunma da yanlışlarla dolu idi. Bu seviyedeki bir takım oyunun kontrolünü elinde tutmayı başarabilmeli. Oyunun kontrolünü kaybederseniz maçı da kaybedersiniz. Nitekim biz de maçı kaybettik. Sezon başı daha takımlar hazır değil bahanesine sığınmak da anlamsız. Hazırlık maçı değil ki bu maç. Oyun anlayışını hazırlık maçlarında takıma yerleştirirsin bu tür final maçlarında değil.

Dün akşam oynadığımız voleybol maçına gelince...

Maça çok iyi başladık. Servisler etkili, bloklar çok iyi idi. Ama bir süre sonra gördük ki yalancı bahar gibi imiş bu izlediklerimiz. Nitekim ilk setten sonra neredeyse doğru dürüst hiç bir şey yapmadı takım.

Tek bir oyuncuya fatura kesilmesini hiç bir zaman doğru bulmam hele de takım oyunlarında. Ama bu maçta Cem Kurtar bırak takımı kurtamayı takımı yatırdı. Dünya kupasından henüz dönen tek antremanla maça çıkan Milkoviç yorgun olduğu için Arslan onu çok kullanmak istemeyebilir ama Cem Kurtarın gününde olmadığını anladığı andan itibaren zorunda kalmadıkça onunla oynanaması gerekirdi.

Emre taktığı maske yüzünden rahat değildi. Maskesini bir takıyor bir çıkarıyordu. Oyuna kendini veremediği her halinden belliydi. Buna rağmen oynatılması doğru değildi.

Takımın kötü oynadığı zamanlarda Demeter'in oyuna müdahale etmemesine ise artık alıştım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder