8 Mayıs 2010 Cumartesi

VE BEKLENEN MUTLU SON...

FENERBAHÇE ACIBADEM 2. KEZ BAYANLAR VOLEYBOL LİGİ ŞAMPİYONU.
Ligin başında değil transferler yapıldığı zaman bu sene ligin uzak ara favorsi olarak herkes Fenerbahçe Acıbadem'i işaret ediyordu. Şampiyonluktan sonra 8 oyuncu ile yollarını ayıran Fenerbahçe Acıbadem Dünya çapında yeni 8 oyuncu transfer ederek yeni sezona başlarken 4 kupa hedefi koyuyordu.
Kurulan kadro gerçekten de çok iyi idi. Ama kağıt üzerinde iyi kadro kurmak yetmiyordu. Her biri yıldız olan oyuncuların TAKIM olması da gerekiyordu. Geçen yıl Türk Telekom örneği veriliyordu. Ama oynana maçlarla görüldü ki Fenerbahçe Acıbademli yıldız oyuncular aynı zamanda TAKIM oyuncusu olmuşlardı.
Türkiye Kupasında, Avrupa Şampiyonlar Liginde ve Türkiye liginde mücadele ederken aldıkları başarılı sonuçlar nedeniyle "izleyici" sayısında da artış olmuştu. Ligin başında "kemik" bir taraftar kitlesi varken sezon içinde aldıkları başarılı sonuçlar dolayısıyla "izleyicileri" de artıyor ve her maç salonda izleyicisi ve taraftarı ile iyi bir seyirci onları bekliyordu.
Final serisinin 3-0 olacağını tahmin ediyordum. Hatta ilk iki maçın 3-2 lik sonuçla bitmesine şaşırmıştım. VGSTT nin bu periyoda tam formda girmiş olması ve kadro olarak iyi oyunculara sahip olan bu takımın tüm gücüyle bir maç kazanma arzusu ile hareket etmesi nedeniyle maçlar çekişmeli geçiyordu.
Salon her zamnaki gibi taraftar ve izleyici olarak dolu idi. Futbol maçları müdavimi olan gençler ve her voleybol maçında gördüğüm (yanılmıyorsam Grup Lacivert üyeleri) taraftarımız ile Fenerbahçeye gönül veren ama salonda lütfen tezahürat yapan seyircilerimiz sezonun son maçı olabileceği öngörüsü ile salonu doldurmuştu.
Maça hızlı giren VGSTT oldu. İlk sette bir ara 11-6 gibi farkı bile yakaladılar ama sonra yavaş yavaş arayı kapadık. VGSTT nin liberosu Gizem bir pozisyonda sakatlık geçirdi ama oyuna devam etti. Bu arada farkı kapatmaya başladık. Bu sette 20-19 VGSTT önde iken çıkardığımız bir topa hücum edeceklerdi pasör arka ortadan Neslihan ile oynamak istedi ama Serpil Neslihan'ın hücum edeceği noktayı kapatınca Neslihan hücum edemedi ve Neslihan oyundan koptu. Zorla içeri atılan topu sayıya çevirerek 20-20 yaptık. İyi servis ile sayı aldık. Durum 22-20 iken attığımız bir serviste topu bizim alanımıza kaçırdılar ve Gamova topu VGSTT alanına bıraktı. Herkes sevinirken Ümit SOKULLU faul işaret ederek sayıyı VGSTT ye verdi. Attıkları servise iyi hücum edemedik ve VGSTT nin hücumu bana ve benimle birlikte izleyenlere göre banttan auta gitmesine rağmen hakem sayıyı VGSTT ye verince durum 22-22 olmuştu. İşte setrin bu noktasında Seda sahneye çıktı. Attıkları servisi Nati iyi karşılayamadı zor çevirdik ama onların hücumuna Seda muhteşem bir refleksle karşılık verdi onlar penaltı gibi kullanmak istediklerinde ise Gamova blokla sayıyı alıyordu. Kaptanın servisine Neslihanla yaptıkları hücuma yapılan blok sonrası set sayısı attık ve Seda ile sayıyı aldık.
ikinci sete iyi başlayan bizdik. Bu sefer 11-5 önde olan biz olmamıza rağmen setin sonlarına doğru bizi yakaladılar ve 24-23 öne geçtiler. Bu arada da Naz oyunda idi ve yine Seda iyi hücumlarla bizi ayakta tutuyordu. Sedanın sayısı ile 24-24 olunca Eda servise geçti ve ace ile 25-24 öne geçtik. Edanın attığı iyi servise yapılan hücuma blok yapıp seti 26-24 bize getiren oyuncu ise Seda oluyordu.
Seride 2-0 önde olan ve maçta da 2-0 öne geçen Fenerbahçe Acıbadem psikolojik olarak VGSTT den iyi durumda idi ve son set olması için oynuyordu. Sete de hızlı başladık. 8-3 önde girdik ilk teknik molaya ve uzun bir süre önde idik ama setin sonlarına doğru VGSTT tüm gücüyle asıldı ve aradaki farkı kapar gibi oldularsa da Fenerbahçeli oyuncular bir an önce tatile gitmek istediklerinden olsa gerek Nati ile sete maça ve sezona son noktayı koydular.
Maç sonunda Şampiyonluk kutlamaları olacaktı ama taraftarın (seyircilerin değil) aklı aynı zamanda Caferağa'da başlayacak olan F.Bahçe-6Saray Bayan Basket maçında idi. Yöneticilerimizde o maça gidecekleri için acele ediyorlardı.
Ne yazık ki kutlama yapmayı, Şampiyonluk kupası verme gibi organizasyonları yapmayı bir türlü beceremiyoruz. Maç sonrası en iyi oyunculara ödül verilirken yapılan anonslar bile neredeyse tam olarak duyulmuyordu. Kimin neye göre ödül aldığı anlaşılamıyordu. En iyi blokör olarak Fenerbahçe Acıbadem denilince salondaki herkes Eda'nın adının açıklanacağını bekliyordu. Eda da zaten bir an şaşırıp adım atacaktı ki Çiğdem Can RASNA anonsu geldi. Sonradan öğrenildi ki yüzde olarak Kaptan Çiğdem hak etmiş bu ödülü. Ama salondaki tüm kişiler hemen Eda Erdem'e tezahürat yaparak Eda'ya moral verdi. Nati'nin sezon içinde muhteşem oyunlar oynamasına rağmen final serisinde gerek servis alırken yaptığı manşet hataları gerek hücumda top öldürmedeki sıkıntıları ödül almasına da engel oluyordu. Sezonun yarısından sonra bir anda başlayan pasör kim olmalı tartışması neredeyse takımın huzurunu bozacaktı. Naz'ın en iyi pasör ödülü alması bile Naz-Dricks tartışmasını sona erdirmeyecek gibi geliyor bana. Kişisel tercihler nedeniyle bir kısım Naz'ı bir kısım ise Dricks'i tercih edebilir. İkisinin de artı ve eksileri var. Gelecek yıl yabancı kısıtlaması nedeniyle yabancı bir pasörümüz olmayacağını düşünüyorum o nedenle de bu tartışma kişi ismi değiştirerek değişirse bu tartışmayı yapan bazı kişilerde artniyet ararım. Naz'ın maçtan sonra FBTV ve NTV Sporda kendisine yöneltilen serinin ilk maçında 2-0 sonrası oyuna girip maçı çeviren maçın yıldız oldun nasıl yaptın sorularına verdiği "Takım olarak oynamamız gerektiğini anladık ve takım olarak iyi oynamaya başladık. Alice olsun İpek olsun tüm arkadaşlar gereken katkıyı verdik ve diğer arkadaşları ateşledik. Voleybol takım oyunu tek başına birşey yapamazsınız" yanıtını vermesi de benim gözümde daha da değer kazanmasına neden oldu açıkçası.
Şampiyonluk kutlamaları sonrası oyunculardan gerek imza gerek resim çektirme talebinde bulunan taraftarımıza oyuncularımız gösterdikleri içtenlik oyuncuların taraftarı ne kadar sevdiği ve önemsediğini anlamama neden oluyordu. Teknik Direktör Jan De Brandt yanımdaki Kerem'i bir dakika gelir misin sana özel hediyem var diye kenara çekiyor ve Fenerbahçe Acıbadem tişörtünü veriyordu. Aynı şekilde oyuncularımız(Alice Bloom örneğin) sezon boyunca kendisine ilgi gösteren bir taraftara formasını hediye ediyordu.
Sarı melekler benim gözümde taraftara yazdıkları beste ile zaten farklılardı , keşke şampiyonluk kutlamaları daha doğru organize edilseydi de bir kez daha bestelerini taraftara söyleselerdi ve coşkuyu daha iyi paylaşabilselerdi.
Final serisi maçları için İzmir'den kalkıp İstanbul'a izlemeye gelmeye değdi. Zira Milli takımın maçları nedeniyle gelecek sezon bence en erken Aralık ayında başlar. Yeni sezona kadar ne mi yaparız. Biz milli maçları heyecanla izlemek için verecek yayıncı kuruluş ararken iki günde voleybol izleyip öğrenenler forumlarda Neslihan'ı transfer eder, Seda'yı takıma yakıştıramaz, her gün yeni bir oyuncu transferi isterler.
Bize yaşattıkları tüm bu mutluluklar için Başta Mehmet Ali AYDINLAR olmak üzere Fenerbahçe Acıbadem'de ki tüm oyuncularımıza ve tüm teknik ekibe TEŞEKKÜRLER....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder