Şehir içinde 34.000 metrekarelik bir alanda Gençlik Spor Genel Müdürlüğüne ait bir stadı 49 yıllığına kiralamışsınız.Mülkiyeti devlete ait, kulübünüz ise üst kullanım hakkına sahip. Stad 22.000 kişilik ve modern çağın gereklerine uymuyor. Araziyi satın alsanız bile mevcut imar durumunu değiştiremiyorsunuz. Sadece stadı yenileyebilirsiniz. Stadınızın kapasitesi az olduğu yetmiyormuş gibi UEFA Avrupa kupasındaki maçların burada oynanması için kriterlerin uygun olmadığını ileri sürüyor ve bunları yapıncaya kadar bu stadda Avrupa kupası maçları oynanamaz diyor.
12 milyon dolar verip proje çizdirmişsiniz ama proje yetmez. Finansını da bulmanız gerekir. Oysa gayrimenkul zengini bir kulüp olmanıza rağmen bankalara kredi borclarınızın fazlalığından kredibiliteniz kalmamışsa ve kredi de bulamıyorsanız ne yaparsınız
Galatasaray Spor Kulübü 32. Başkanı Özhan Canaydın Galatasaray Dergisi'nde yayınlanan röportajında şunları söylüyor ;
" Hiç şüphesiz ki bu proje Galatasaray’ın her anlamda geleceğini kurtaracak bir projedir. Ali Sami Yen’in mülkiyeti GSGM’ye yani devlete aittir. Türkiye’deki bütün statlar, Şükrü Saracoğlu da, İnönü de dahil mülkiyet itibarıyla devletin malıdır. Kulüpler ise buranın sadece üst kullanım hakkına sahiptir. Bu arazileri satın almış bile olsanız mevcut imar durumu size orada sadece yeni bir stat yapma hakkını vermektedir. Yani o arazilerde biz kulüpler, tapusunu da alsak konut, işyeri benzeri yapılar yapamayız. Bu önemli gerçeği göz ardı etmemek lazım.
Kredi arayışının içine girdik. Yalnız arazi tapusu bizim olmadığından kredi almakta büyük sıkıntılar çekiyorduk. kredi temini konusunda ciddi problemler vardı. Modern ve Galatasaray’a yakışan bir stad yapmak için önemli miktarda bir para gerekiyordu. Kulübün içinde bulunduğu maddi durum itibarıyla bu ilave borç yükü demekti. Ancak yine de bu arayışları ciddi boyutlarda sürdürdük.
bazı öneriler aldık ancak önerilen geri ödeme koşulları Galatasaray açısından hiç olumlu değildi. Hem büyük bir miktar borç içerisine girecektik. 10 yıl boyunca borcu faizleriyle birlikte geri ödemek zorunda kalacaktık. Stadı yapıp bitirip işletmeye açsak bile mali sıkıntımız yıllarca devam edecekti. Üstelik de, bu seçeneği tercih etsek bile, tüm parasını ödememize rağmen stadın mülkiyeti yine bizim olmayacaktı! Diyelim ki, Ali Sami Yen Stadının yeniden yapımı için 100 milyon dolar kredi bulduk ve stadı yaptık. 10 senede en iyi şartlarla geri ödeyeceğiz, faizini ödeyeceğiz. Peki stat kimin biliyor musunuz? Stat GSGM’nin. Borçlanıp stadı yapacağız, 10 sene faiziyle birlikte geri ödeyeceğiz. Bu 10 sene zarfında şimdiki stattan geldiği kadar gelir bile kalmayacak bize ve yaptığımız stadı bir de GSGM’ye devretmek zorunda kalacağız. Üstelik bir de 20.000 kişilik portatif bir başka stat yapma taahhüdümüz de vardı o zaman. O da GSGM’ye devredilecekti. Yani özetle demek istediğim şu ki, biz kredi bulup Ali Sami Yen’in yerine bir stat yapsak bile o stat GSGM’nindir. Şimdi biz 1 lira harcamadan Seyrantepe’ye gideceğiz.
Seyrantepe’ye bir stat yapmak isterseniz, Ali Sami Yen’le bir değiş tokuş yapmanız halinde bu imkan size sağlanır dediler. Bunun üzerine biz de Ali Sami Yen’deki zorlukları, trafiğe gelecek olan ekstra yükü de göz önüne alarak, Seyrantepe projesine yöneldik. Devletle yapılan görüşmelerde Seyrantepe’nin bize verilebileceğini öğrendik. Seyrantepe için o güne değin iki ihale yapıldığını ancak bu ihalelerin geçerli olmadığını öğrendik. Bir ay içinde ihale var ancak siz talip olursanız ihaleyi iptal ederiz dediler. Ve biz Ankara’da 19 Mayıs 2004 tarihinde Başbakan tarafından ihalenin kaldırılması ve bu arazinin kullanım hakkının sportif amaçlı tesisler yapmak için Galatasaray’a tahsisini içeren anlaşmayı imzaladık. İhale iptal oldu ve üst kullanım hakkı tapusunu aldık.
Biz alternatif teklif olarak, Ali Sami Yen’i bırakalım, bunun karşılığında Seyrantepe arazisi bize verilsin dedik. Yine Ali Sami Yen gibi 49 senelik üst kullanım hakkına sahip olduğumuz bir stat yapalım dedik. Artık şehir içinde kalan statlar belediyelere terk ediliyor, belediyeler orada özel imar durumları çıkararak bu şehirlerin takımlarına bedava yeni statlar yapıyorlar. Kayseri ve Antalya’da bu süreç başladı. Bizim bu konudaki çalışmamız ve çabalarınız örnek oluşturdu ve devletin felsefesi oldu.
Buradaki ise 120 dönüm. Buraya 52 bin kişilik üstü açılır kapanır çok amaçlı bir stat yapılacak.Ali Sami Yen’de 49 sene için 68 milyon dolarlık bir kira anlaşmamız vardı. Biz Ali Sami Yen’i bırakınca yeni stadın üst kullanım hakkı hiç bir ücret ödenmeksizin Galatasaray’ın olacaktı. Kira bedeli ödenmeyecek. Bu toplamdaki borcu da düşürecek. Bu stadın yapımına tek bir lira harcamayacağız.
Bazı çevrelerde İETT garajı ya da karayolları arazisi 8 bin dolar metrekare değerle ihale edilirken Ali Sami Yen arazisi nasıl bedavaya bırakılır diye yorumlar yapılıyor ki, bunlar temelden yanlıştır. Çünkü Ali Sami Yen arazisi bizim değil. Diyelim ki parasını bir yerden, bir şekilde bulup devlete ödeyerek biz bu araziyi devletten satın alsak bile yine sportif amaçlı kullanmak zorundayız. Zaten o araziyi üst kullanım hakkına sahip olan kulübe sattığınızda bile yerine yalnızca stat yapabilirsiniz. Bir imar değişikliği de yapılamaz. Yani Galatasaray GSGM’den Ali Sami Yen’i satın almış olsa bile sadece stat yapmak için alabilir. Kati bir surette yeni bir imar durumu alınarak buraya mesken, otel işi merkezi vs. yapılamaz. Yalnız stat yapılabilir. Avrupa’nın en modern beş stadından birisinin yapımını hazmedemeyen gruplar tez olarak ısrarla Ali Sami Yen gibi kıymetli bir mülk bırakılır mı, onunla trampa edilir mi temasını işliyorlar. Biz Ali Sami Yen’in yalnızca üst hakkına sahibiz. Bu mülkü satın alsak bile sadece stat yapımı için alabiliriz. Biz TOKİ değiliz. Onlar gibi özel bir kanuna tabi değiliz. Bu ülkede sadece TOKİ, imar durumunu belirleme ve değiştirme fonksiyonuna sahip bir kurum. Kanunda yazıyor, isteyen açar okur. TOKİ buradan gelecek gelirle ve kendi kanununun verdiği imkanla Seyrantepe Stadını inşa edecek ve otofinansmanı yoluna gidecek. GSGM ile yaptığımız anlaşma gereği bu stadın üst kullanım hakkı da bir bedel ödemeksizin Galatasaray’a verilecek. 52 bin kişilik bir stat ve 5 bin kişilik otoparkıyla arazinin en güzel yerinde yapılacak.
hazırlanıyor. Tamamen modern stad mimarisinin anıtsal ve özgün bir örneği olacak. Estetik formuyla, kısa zamanda İstanbul’un anıtsal mimari simgelerinden başlıcası haline gelecek.
stad işletmesi profesyonel bir iş , biz bu konuda Avrupa’da en deneyimli olan bir firma ile çalışacağız. Anlaştığımız Arena firması ile beraber stadın işletmesi yapılacak. Arena firmasının işletmecilik tecrübesinden dolayı talep ettiği her şeye proje yürütülürken beraberce karar verilip yapılacak. Arena firması bu tarz organizasyonları Amsterdam Arena Stadında yapıyor ve o stat yılın 120 günü aktif durumda. Sportif veya sportif amacın dışındaki tüm gelirler Galatasaray’a ait olacak. Ali Sami Yen’de Galatasaray’a verilmiş bütün haklar yeni anlaşmada da geçerli olacak. Elbette stadımızın bütün gelirleri Galatasaray’ın olacak. İsim hakları elbette Galatasaray’ın olacak. İç tasarım elbette Galatasaray’ın istediği tarzda olacak. Temel atıldığından itibaren Galatasaray bu projede hak sahibidir ve her istediğini yapacaktır. Proje, anlaşma gereği müşterek fikir üretilerek yapılmakta olup, bitmek üzeredir. Yapılan protokol gereği stat müşterek kararlara göre yapılacaktır.
Seyrantepe biliyorsunuz şehrin merkezinde. Maslak kavşağına sadece 1000 metre mesafededir. Yedi şeritli yolları ve kavşakları yapılıyor. Stadın hemen karşısında olacak olan metro istasyonun inşaatı da devam etmekte. Yüzde yetmişi bitmiş durumda. Bu aslında projeye kazma vurulmuş ve başlamış olduğunun da belgesidir. Metronun triyaj yani manevra istasyonu Seyrantepe’de olacak. Saatte 45.000 kişi taşıyabilecek. Bu ilgililerden aldığım bilgidir. Metro ile stada gelenler metrodan indikten sonra 200 metre yürüyerek stada ulaşacaklar. Ayrıca bugünküyle karşılaştırılmayacak kadar geniş otopark imkanları var. Seyrantepe’deki otoparkımız 5.000 araçlık olacak.
Bu kompleksin adı Ali Sami Yen Spor Kompleksi olacak. Avrupa’da stat isimleri 10 senelik sürelerle çok büyük rakamlar karşılığında büyük firmalara satılmaktadır. Biz de bu çalışmaları yürütüyoruz. Bu kompleksi sponsor bir firmayla beraber “X Galatasaray Stadı” olarak devam ettirmeyi öngörüyoruz. 20 civarında ana sponsor firma olacak. Banka, elektronik firması, yiyecek ve içecek firmaları ana sponsorlar olacak. Onun haricinde 150-180 adet arasında iki yanda çift kat localar diğer taraftarla da tek kat localar yapılacak. Ayrıca restoranlar, sinemalar, spor malzemeleri satan mağazalar da yer alacak bu komplekste. Kısacası bu yeni spor kompleksinde Galatasaray’ın gelirleri ciddi anlamda artacaktır.
Mecidiyeköy’deki 2175 metrekarelik tapulu arazimize de inşaat yapılacak. Bunun bir katı lokal olarak üyelerimize hizmet verecek. Altı kat yüksekliğe sahip üç kat da bodrumu olan estetik bir bina olacak bu. Böylece Mecidiyeköy’den de kopmamış olacağız.
Galatasaray’ın böyle bir stat ile tüm zorlukları aşacağını ve ekonomik bağımsızlığını gerçek anlamda kazanacağını görüyordum. Bu yüzden bu hedefe kitlenmiştim. Galatasaray’ı dünya kulübü yapmak hedefimiz, bu stadın yapımından geçiyor. Her büyük stadı olan dünya kulübü olamaz. Bunu görüyorsunuz. Bu hedefe kültürel olarak Türkiye’de hazır olan tek kulübüz. Şimdi Seyrantepe ile dünya kulübü olma hedefimizin maddi altyapısını oluşturuyoruz. "
Evet, en önemli rakibiniz sizin gibi GSGM den kiralamış olduğu stadı modern hale getirmek için parça parça yıkıp sponsorlar bularak yeniden yapacak. Ancak siz devletin yerini devlete "bana daha büyük, günün şartlarına uygun modern bir stad yapar ve buranın üst kullanım hakkını bana 49 yıllığına verirsen ve ben bu stadın isim hakkı dahil tüm kullanım haklarını tek başıma kullanacak olursam" şartı ile terkedeceksiniz ve bu arada medyadaki avukatlarınız bu olayı "şehrin içinde milyar dolarlık araziyi bedavaya verdiğiniz" şeklinde yansıtacaklar ki başkaları da çıkıp "ben de isterim" demesin.
Bu arada meraklıları için Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığının " Ülkemizin yaşadığı hızlı nüfus artışı ve hızlı kentleşme sebebiyle oluşan konut ve kentleşme sorunlarının çözülmesi ve üretimin artırılarak işsizliğin azaltılması amacıyla " kurulduğunu, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın temel görevlerinin 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ile belirlendiğini ve bu görevlerin:
a) Devlet garantili ve garantisiz iç ve dış tahviller ile her türlü menkul kıymetler çıkarmak;
b) Yurt içi ve yurt dışından, Toplu Konut İdaresi'nce kullanma alanlarında yararlanmak üzere kredi almaya karar vermek;
c) Konutların finansmanı için bankaların iştirakini sağlayacak tedbirleri almak, bu amaçla gerektiğinde bankalara kredi vermek, bu hükmün uygulanmasına ilişkin usulleri tespit etmek;
d) Konut inşaatı ile ilgili sanayi veya bu alanlarda çalışanları desteklemek;
e) Özellikle kalkınmada öncelikli yörelerde bulunan konut inşaatıyla ilgili şirketlere iştirak etmek;
f) Gerektiğinde her çeşit araştırma, proje ve taahhüt işlemlerinin sözleşmeyle yaptırılmasını temin etmek;
g) Kanunlarla ve diğer mevzuatla verilen görevleri yapmak.
olarak belirlendiğini.
ancak , 06/08/2003 tarih ve 4966 sayılı kanunla yapılan değişikliklerle, yeni görevler eklendiğini , bunların ;
a) Konut sektörüyle ilgili şirketler kurmak veya kurulmuş şirketlere iştirak etmek;
b) Ferdi ve toplu konut kredisi vermek, köy mimarisinin geliştirilmesine, gecekondu alanlarının dönüşümüne, tarihi doku ve yöresel mimarinin korunup yenilenmesine yönelik projeleri kredilendirmek ve gerektiğinde tüm bu kredilerde faiz sübvansiyonu yapmak;
c) Yurt içi ve yurt dışında doğrudan veya iştirakleri aracılığıyla proje geliştirmek; konut, altyapı ve sosyal donatı uygulamaları yapmak veya yaptırmak;
d) İdareye kaynak sağlanmasını teminen kar amaçlı projelerle uygulamalar yapmak veya yaptırmak;
e) Doğal afet meydana gelen bölgelerde gerek görüldüğü taktirde konut ve sosyal donatıları, altyapıları ile birlikte inşaa etmek, teşvik etmek ve desteklemek.
olduğunu merak edenler için belirtelim.
Bir de yapılan yasal düzenlemelerle İdare, Hazineye ait arazileri bağlı olduğu Bakan ve Maliye Bakanı teklifi ve Başbakan onayıyla bedelsiz olarak devralma yetkisine sahip olduğunu bu nedenle Seyrantepeyi de bu kapsamda değerlendirdiklerini unutmayalım.
Evet, yazdıklarımın fazlasıyla uzun olduğunun farkındayım ama yapılan haksızlıkları hukuksuzlukları açıklayabilmek için bunların bilinmesi gerekiyordu. Özellikle Gsaray kulüp başkanının GSaray dergisine verdiği röportajdaki sözlerini ve TOKİ nin kuruluş kanunu ve görevlerini alt alta yazdım ki kimse çıkıp olayı çarpıtıyor demesin.
Devlet eliyle kayırılan bir kulüp başkanının kendi kulübünün dergisine söyledikleri sözler ve dikkat edin ne diyor;
BİZ BİR LİRA HARCAMADAN SEYRANTEPEYE GİDECEĞİZ.
KİRA BEDELİ ÖDENMEYECEK. BU TOPLAMDAKİ BORCU DA DÜŞÜRECEK. BU STADIN YAPIMINA TEK BİR LİRA HARCAMAYACAĞIZ ÜST KULLANIM HAKKI DA BİR BEDEL ÖDEMEKSİZİN GALATASARAYA VERİLECEK
SEYRANTEPE BİLİYORSUNUZ ŞEHRİN MERKEZİNDE BURAYA 52 BİN KİŞİLİK ÜSTÜ AÇILIR KAPANIR ÇOK AMAÇLI BİR STAT YAPILACAK VE 5 BİN ARAÇLIK OTOPARK OLACAK
BU SPOR KOMPLEKSİ İLE GALATASARAYIN GELİRLERİ CİDDİ ANLAMDA ARTACAK
SPORTİF VEYA SPORTİF AMACIN DIŞINDAKİ TÜM GELİRLER GALATASARAYA AİT OLACAK. ALİ SAMİ YEN'DE GALATASARAY'A VERİLMİŞ BÜTÜN HAKLAR YENİ ANLAŞMADA DA GEÇERLİ OLACAK. STADIN TÜN GELİRLERİ İSİM HAKLARI ELBETTE GALATASARAYIN OLACAK....
Tüm bunlar nasıl gerçekleşiyor peki...
TOKİ Hazineye ait arazileri bağlı olduğu Bakan ve Maliye Bakanı teklifi ve Başbakan onayıyla bedelsiz olarak devralma yetkisine sahip olduğu için Seyrantepe'yi bedelsiz olarak alıp ihale ile Galatasaray kulübüne verir. TOKİ, imar durumunu belirleme ve değiştirme fonksiyonuna sahip bir kurum olduğu için ASY nin imar durumu için yeni bir imar planı hazırlar burada çok katlı inşaata uygun yeni bir imar planı oluşturulur. İhale açar. Gelir paylaşımı yöntemiyle ihaleye çıkar. Bu arsada yapılacak inşaatın satımında yüzde ile en yüksek payı verecek firma önce anahtar teslimi Stadı yapıp verecek sonra TOKİ firmaya bu arsayı verecek ve bu arsada inşaat yapılmasına izin verecektir.Ancak bu ihale yöntemi ile bunu yapacak firma bulmak zorken aileden gelme Galatasaraylı bir mimar tüm şartlarını zorlayarak bu işi yapmaya kalkar ama işin finans kısmı gerçekten zor olduğu için ihalenin şartlarını zamanında yerine getiremediği için sözleşmesi fesolur, yeniden ihaleye çıkar ama ihaleye verilen teklifler yeterli bulunamaz. İşte o zaman da akla TOKİ nin görevleri içinde " İdareye kaynak sağlanmasını teminen kar amaçlı projelerle uygulamalar yapmak veya yaptırmak" olduğu akla gelir ve TOKİ nin stadı yaptırmasına karar verilir. Şimdi TOKİ stadı yapıyor. Ali Sami YEN arsası mı elbet oraya da birşeyler yapılır. TOKİ bu işten kar eder mi bilemem ama bildiğim bir şey var o da bir daha hiçbir yerde "stad" yapma işine girmez... Yanılır mıyım... Ah keşke yanılsam da tüm kentlerde köhnemiş stadlarımız yerlerini modern stadlara bıraksa da biz de çağdaş şartlar içinde adam gibi maç izleyebilsek...
Not: Bu satırları yazarken Tv ler Özhan CANAYDIN'ın vefat ettiği haberini verdi. O şimdi efsane başkan olacak. Herkes şöyle başarılı idi, böyle iyi insan idi diyecek. "Aziz Yıldırım stadlarda bana küfrediliyor, küfre son" mücadelesi verirken o "niye bana küfredilmiyor, bunu düşünsün" benzeri sözler söylemesi üzerine 2005 yılında Galatasaray'ı Nobre'nin attığı golle 1-0 yenerek şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz maçta yaptığımız tezahürat geldi aklıma.
Şimdi düşününce kitle psikolojisi içinde etmiş olduğum küfürü kendime yakıştıramıyorum. Allah rahmet eylesin...