18 Nisan 2010 Pazar

ELDE VAR BİR...

Aroma Erkekler Voleybol Birinci Ligi Play-Off Finalinde Ziraat Bankasını ilk maçta İstanbul'da 3-2, ikinci maçta Ankara'da 3-2, üçüncü maçta ise 3-1 mağlup eden Fenerbahçe, seride durumu 3-0 yaptı ve Ankara'da şampiyonluğa uzandı.
Son 3 yılda 3 kez Play off finali oynayıp 2007-2008 sezonunda şampiyon olan geçen yıl ise pasörü Arslan'ın sakatlanması nedeniyle 1-0 önde olduğu seriyi 3-1 kaybederek 2. olan Fenerbahçe bu sene tekrar şampiyon olmayı başardı.
Bu sezon voleybolda Fenerbahçe Acıbadem'in hem yurtiçinde hem de yurtdışında oynadığı maçlarda aldığı başarılı sonuçlar nedeniyle tüm gözler Fenerbahçe Acıbadem'e çevrilmişti.Fenerbahçe Bayan Voleybol takımının başarılarını SPONSORU olan Acıbadem'in başarısı olarak lanse etmeye çalışan kişiler bile vardı. Fenerbahçe Acıbadem'in maçları nedeniyle sarı melekleri yalnız bırakmamak için 50.Yıl Salonunu dolduran taraftarımız Fenerbahçe Erkek voleybol takımını - sayıları az olan cefakar voleybol taraftarımız haricinde- ihmal ettiler.
Bayanlar Voleybol liginde takımlar arasında güç dengesinin eşit olmadığı, Fenerbahçe Acıbadem'in şampiyonlukta neredeyse rakipsiz olduğu, Eczacıbaşı, VGSTT nin bir parça da 6Saray'ın iddiasının ancak 2. lik için olabileceği diğer takımların üst sıraları zorlayamayacağı hemen herkes tarafından kabul edilen bir olgu. Oysa Erkekler voleybol liginde şampiyonluk için oynayan takımlar arasındaki güç dengesinin birbirine yakın olduğu , geçen yılın şampiyonu İBB nin,Arkas'ın, Ziraat Bankasının, Halk Bankasının hatta SGK nın,6Saray'ın bile iyi bir kadroya sahip olduğu düşünülecek olursa Fenerbahçe'nin ŞAMPİYONLUĞUNUN ne kadar zor ve büyük bir başarı olduğu daha iyi anlaşılır.
Sponsoru bırakın formasında göğüs reklamı bile olmayan Erkek voleybol takımımız Yarı finalde Arkas'ı 3-1 lik seri ile geçti. Arkas ile İstanbul'da oynadığımız ilk maçı rahat bir biçimde 3-0 almıştık. Serinin İkinci ve üçüncü maçı İzmir'de oynandı. Ben de bu maçları çıplak gözle izlemiştim. İzmirdeki ilk maçta 3-0 mağlup olduğumuzda sahaya "adeta sokaktan geçen 7 kişinin üzerine sarı lacivert forma giydirip sahaya çıkarsak daha iyi mücadele ederlerdi" diye eleştirdiğim oyuncular ertesi gün muhteşem oynarak 3-0 yendiklerinde "İstanbul'daki maçta Arkas'ı geçeriz ama rakibimiz olan Ziraat Bankası ile oynayacağımız maçta rakipten çok bizim ne yapacağımız önemli. İlk maçtaki Fenerbahçe olarak mı yoksa ikinci maçtaki Fenerbahçe olarak mı çıkacağız" demiştim.
Nitekim Fenerbahçe İstanbul'da Arkas'ı zorlanmasına rağmen 3-2 yenerek Playoff finalini Ziraat Bankası ile oynamaya hak kazanıyordu. Ligi lider bitirdiği için saha avantajı Fenerbahçe'de olacaktı. Bu da ilk maçın İstanbul'da oynanması demekti. İstanbul'da oynanan playoff final ilk maçında setlerde 2-0 geriye düşmemize rağmen sonradan maçı çevirerek 3-2 kazandık ve seride de 1-0 öne geçtik.
Ankara'da iki maç oynayacaktık. Bir maç kazanıp birini kaybetsek bile İstanbul'da 2 maç yapma ihtimalimiz vardı. Gerçi İstanbul'da saha avantajımız taraftar avantajımız anlamına gelmiyordu ama İdari menejerimiz Abdullah Paşaoğlu'nun dediği gibi "az ama efektif taraftarımızın desteği" bile onlara yetiyordu.
Ankara'daki ilk maç da İstanbul'daki maçın neredeyse bir kopyası oluyordu. Çok çekişmeli geçen maçta bizim için tek olumsuz yön olarak çok fazla servis hatası yapmamız söylenebilirdi ama etkili servis atarak oyun oynayan bir takım için etkili servis atmaya çalışırken servis hatası yapmayı göze almak kadar doğal bir şey de olamazdı. Maç 2-2 ve tie break servisinde 14-13 önde iken kullandığımız servisi iyi karşılayan ve Ziraat Bankası takımının en etkili hücum oyuncusu olan Celitans'a tekli blok yapan Divis setin 15-13 maçın da 3-2 Fenerbahçe'nin olmasını sağlıyordu.
Bugün oynanacak maçı kazandığımızda şampiyonluğumuzu ilan edecektik. Kaybedersek bile İstanbul'da oynayacağımız maç veya maçlar vardı. Ama Ziraat Bankasının kaybetmemesi şarttı.
Maça iyi başladık.Daha önce oynanan iki maçtan farklı olarak daha iyi oynuyorduk. İlk sete iyi başladık ve iyi bitirdik. İkinci sette de iyi oynayan takım biz idik. Dişlilerinin kusursuz çalıştığı bir makine düzeninde idi sanki Fenerbahçe. Ziraat Bankası da iyi oynuyordu ama Fenerbahçe çok farklıydı. Ve bu seti de rahat bir şekilde Fenerbahçe alıyordu.
3. set Fenerbahçe için Şampiyonluğun ilan edileceği, Ziraat Bankası için ya tamam ya devam seti idi. Diğer iki setten farklı olarak başa baş geçiyordu. Set sonlarına doğru Fenerbahçe sete ağırlığını da koydu ama Hakem faktörü bir kez daha devreye girdi. Setin sonlarına doğru çok net 2 yanlış karar ile seti alması ve Şampiyonluğunu ilan etmesi gereken Fenerbahçe 26-24 seti kaybediyordu.
4. set oynanmaya başladı.Bu sette başabaş geçiyordu önceleri ama sonra Fenerbahçe vites yükseltiyor ve seti rahat bir biçimde 25-19 maçı da 3-1 alarak şampiyonluğunu ilan ediyordu.
Voleybol Federasyonu;
MVP Tomislav Coskovic Fenerbahçe
Payidar Demir Ödülü Resul Tekeli Ziraat Bankası
En Skorer Oyuncu Gundars Celitans Ziraat Bankası
En İyi Atak Yapan Oyuncu Gundars Celitans Ziraat Bankası
En İyi Blok Yapan Oyuncu Arslan Ekşi Fenerbahçe
En İyi Servis Atan Oyuncu Emre Batur Fenerbahçe
En İyi Pasör Selçuk Keskin Ziraat Bankası
En İyi Libero Serkan Kılıç Fenerbahçe
olarak belirlemiş. Bu seçimlerin bazılarına katılmak mümkün değil. Arsan'ın en iyi pasör, Emre'nin en iyi blok yapan oyuncu olarak seçilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum.
3 yılda 3 kez final oynayan ve oynadığı 3 finalin 2 sini kazanarak ŞAMPİYON olan takımın taraftarımızdan daha çok ilgi görmeyi hak ettiğini düşünüyorum.
İlgi göstermesi gereken sadece taraftarımız değil. Yönetimimizin de bu takıma daha çok ilgi göstermesi gerek. Bugün Divan Kurulu toplantısı vardı belki bu nedenle Yönetim Kurulumuzdan Hakan DİNÇAY hariç hiçbir yöneticimiz bu maçı izlemeye gel(e)memişti. Ama bu maçı almamız halinde ŞAMPİYON olacağımız KUPA alacağımız göz önünde tutularak takımın Başkan vekilinin ve 1-2 as başkanının salonda takımımızın oyuncularımızın yanında olması gerekirdi.
Yöneticilerimiz bu takımla bu günden sonra daha fazla ilgilenmeli ve bu takıma iyi bir SPONSOR bulmalıdır. Fenerbahçe Erkek voleybol takımının bu ligdeki rakiplerinin kadro oluşturmak için harcadığı paranın hiç de az olmadığı, gelecek yıl bu takımın sadece ligde değil aynı zamanda Avrupa'da şampiyonlar liginde mücadele edeceği düşünülecek olursa gelecek sene için bu senekinden daha çok paraya ihtiyacımız olacaktır.
Demeter, benim de zaman zaman mola almadığı ve oyuna müdahale etmediği, oyuncu rotasyonu yapmadığı ve neredeyse sürekli aynı 7 ile oynadığı gerekçesiyle eleştirdiğim bir hocadır. Ancak 3 yılda 3 final oynatan hocaya başarısız veya yetersiz demek de ne kadar doğru olur bilemiyorum. Sonuçları başarıları bir tarafa bırakırsak oyun olarak başka bir hoca arayışı çok da haksız sayılmaz.
Kadroya gelince.Geçen seneki kadronun yarısından fazlası değişmişti. Bana göre sadece çok iyi bir oyuncu değil aynı zamanda maç oynanırken takımı maç içinde yöneterek abilik yapan Grbiç'in voleybolu bırakmasının eksikliğini bu sene ben fazlasıyla hissettim. Yerine gelen Gardner tecrübeli olsa da beklediğim abiliği maç içinde yapamadı. Yaşı da göz önüne alındığında gelecek sene Gardner'la devam edileceğini sanmıyorum.
Coskoviç bana göre vazgeçilmez bir oyuncu. Servisleri de hücumları da manşeti de iyi tam bir takım oyuncusu. Ve bildiğim kadarıyla da herhangi bir sorun çıkaran yapısı da yok.
Divisi Avrupa voleybol şampiyonasında izlemeye çalıştım. İzlemeye çalıştım diyorum çünkü hocası ara ara oynatıyordu. Ve doğrusu çok da beğenmemiştim. Ama özellikle playofflar döneminde çok iyi form yakaladı ve çok büyük katkı verdi.
Pasörümüz Arslan EKŞİ yi tartışmak doğru değil. Hırsı yeter. Bazen aşırı hırsın ona zarar verebileceğini ve taraftar ile daha uyumlu bir ilişkisinin olması için biraz daha çaba harcamasının gerektiğini düşünüyorum.
Emre BATUR'un Türk voleybolunun geleceği için de önemli bir isim olacağına inanıyorum. Avrupa Şampiyonasında pasör çaprazı olarak oynamıştı . Fenerbahçe'de ise Gardner'in transferi nedeniyle orta oyuncu oynatılmaya başlandı. Ve gayet iyi de oynadı. Gardner ile yola devam edilmeyecek olursa pasör çaprazı olarak bile tercih edilebileceğini düşünüyorum.
Serkan. Açıkçası libero olarak ilk tercihim olmaz. Ama oynadığı maçların genelinde başarılı idi. Daha iyisi var ise alınabilir ama bence kadroda bulunması gereken bir oyuncu olduğu da bir gerçek.
Özkan Hayırlı. Sezon başında orta oyuncu olarak Demeter'in öncelikli tercihi Yasin Sancak'tı. Ancak ligin sonlarına doğru Yasin'in sakatlığı nedeniyle daha çok yer almaya başladı ve bana göre şansını iyi değerlendirdi. Yasin kimine göre dizinden ameliyat olduğu için oynamıyor. Oysa ben sözleşmesinin feshedildiğini duydum. Doğrusu ne bilemiyorum.Özkan'ın seneye de oynamaya devam etmesi , Yasin ameliyat olduğu için takımda yoksa ameliyat sonrası oynayıp oynayamayacağının araştırılması gerekir. Bizim altyapımızdan yetişen Ziraat Bankasında oynayan Resul tekrar takıma kazandırılabilir.
Bugün çok güçlü rakiplerini yenen üstelik bu rakiplerini yenerken taraftarımızın büyük çoğunluğu tarafından ihmal edilen FENERBAHÇE voleybol takımı ŞAMPİYON olarak hepimizi mutlu etti. Ama daha Çarşamba akşamı VGSTT yi yendiği için Fenerbahçe Acıbadem takımına Teledünya Türkiye Kupasını vermek gibi zor ve üzücü görevi ifa ettiği yetmezmiş gibi bir kez daha FENERBAHÇE takımına ŞAMPİYONLUK KUPASI vermek zorunda kalan Voleybol Federasyonu başkanı her nedense pek bir üzgün gözüküyordu.
Fenerbahçe kendisine gönül verenlerin yüzünü güldürmeye, kendisinden nefret edenleri ise hayata küstürmeye devam ediyor. Umarım Voleybol ile başlayan bu şampiyonluk kutlamaları diğer branşlardaki şampiyonluklarla devam eder ve 2010 hepimiz için unutulmaz bir yıl olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder